Psychotherapeut nach HeilprG
Uyku Bozuklukları - Schlafstörungen
Uyku pasif bir süreç gibi görünse de farklı dinamikler taşıyan, yaşam için zorunlu bir zaman dilimi. Beden biyolojik ve psikolojik olarak dinleniyor, dokular onarılıyor, hormonların sentezlenmesiyle belleğin yapılandırılması sağlanıyor. Uykumuz her gece 5 aşamada gerçekleşiyor
Aşama 1: Uykuya dalma. Zamanın % 10 unu kapsıyor. Bu oran uyku bozukluğu olanlarda daha yüksek.
Aşama 2: Hafif uyku. Zamanin % 50 sini kapsıyor. Uyku bozukluğu olanlar bu aşamayı "yarı uyanıklık" olarak tanımlıyor.
Aşama 3: Derin uyku. Bedenin en rahat ve en düşuk randımanda çalıştığı aşama. Zamanın % 20 sini kapsıyor.
Aşama 4/5: REM (Rapid Eye Movement - Hızlı göz hareketleri). Asıl rüya gördüğümüz aşama. Zamanın % 20 sini kapsar.
Uyku bozuklukları alt kategorileriyle iki ana kategoride toplanir:
DYSSOMNIA
Insomnia (Schlafstörung)
Yetersiz ve kalitesiz uyuma. Uykuya dalamama veya sık sık uyanmalar
Hipersomnia (Übermäßige Schlafneigung)
Aşırı uyuma, depresyonda olan hastalarda daha sık görülüyor.
Uyku apnesi (Kısa kısa nefes kesilmeleri) ve Narkolepti (ani uyuklama) bu kategoriye girmiyor.
Uyku - Uyanıklık Ritm bozukluğu (Störung der Schlaf- Wach Rythmus)
Zamansız ve düzensiz uyuma. Gece yerine gündüz gibi... Genelde vardiye çalışanlarda görülüyor
PARASOMNIA
Uyurgezerlik (Schlafwandel)
Uyku içinde (uyanmadan), ortalıkta dolanmak. Hasta sabahları uyandığında birşey hatırlamıyor. Genelde gecenin ilk üçte birinde gerekleşiyor. Sık sık gençlerde yaşaniyor. DIKKAT: Kaza oranı çok yüksek!
Karabasan (Pavor Nocturnus = Nachtangst)
Gecekorkuları. kalp çırpıntısı, panik, ter içinde ani uyanma, dakikalar süren biliç kaybı. Süre 10 dakikadan seyrediyor. genelde gecenin ilk üçte birinde yaşanıyor.
Kabuslar (Alpträume)
Görülen ve yaşnan korku rüyaları. Genelde gecenin ikinci üçünde yaşanıyor.
=================================================================
Farklı nedenlerle uykunun bozulması hem geceye hem de gündüze ait şikayetlere ve çeşitli sağlık problemlerine neden oluyor. Horlama, uykuda nefes durmaları, uyuyamama gibi uyku bozukluklarına ait birçok belirti toplumda ‘normal’ kabul ediliyor. Uyku bozuklukları hem bireysel hem de toplumsal sonuç noktaları açısından oldukça önemli. Bu nedenle söz konusu rahatsızlık ihmal edilmemeli.
Uyku Hijyeni
Uyku hijyeni kısaca, uykunun ihtiyaçlarına saygı gösterme olarak tanımlanabilir. Temel kural ise aynı saatte yatıp aynı saatte kalkmak. Uyku süresinin kaydırılması ya da azaltılması en sık yapılan hatalar arasında yer alıyor. Uyku hijyeninde dikkat edilmesi gereken bir diğer sorun da, yatak odaları. Yatak odalarının basit ve sadece uykuya hizmet etmek için tasarlanmış olması, içinde televizyon, kitap (eğlence), bilgisayar ( iş ), ceb telefonu ya da kurutulan çamaşırlar olmaması gerekiyor. Ayrıca oda sıcaklığı da önemli rol oynuyor. Uyuyabilmemiz için vücut ısımızın yarım derece kadar düşmesi, yani vücudun ısı kaybetmesi gerekiyor. Bu nedenle yatak odalarının serin olması öneriliyor. Uykuya dalabilmek ve uykuyu sürdürmek için yatak odamızın karanlık olması da bir başka gereklilik. Akşamları yapılan spor , adrenalin seviyemizi yükselterek uykuya dalmamızı zorlaştırabilir. Bu nedenle sporu günün daha erken saatlerinde yapmayı tercih etmek gerekiyor. Uyumak üzere yatıldığında günün muhasebesini ya da ertesi günün planını yapmak da uykuya engel olabiliyor.
En çok hangi uyku sorunlarıyla karşılaşılıyor?
Şimdiye dek 81 tane uyku hastalığı tanımlandı. En çok görülen uyku bozukluğu insomnia yani uykusuzluk. Uykusuzluğun en büyük nedeni, uyku hijyeninin bozulması ve bunun kemikleşmiş hale gelmesi. Uyku apne sendromu /Hotlama) da, yine çok önemli olan sorunlardan biri. Bu çok sık görülen, sosyal boyutu da olan ve üzerinde önemle durulması, multidisipliner yaklaşılması gereken bir konu olarak dikkat çekiyor. Toplumda yüzde 2-4 oranında görülen uyku apne sendromuna, diyabet kadar sık rastlanıyor.
Uyku apne sendromu
Normal şartlarda kişiler uyanıkken solunumunu istediği gibi düzenleyebiliyor. Ancak uykuda bu kontrol otomatik olarak gerçekleşiyor. Gırtlağımızdan gelen hava akciğerlere doluyor, körük gibi çalışan göğüs kafesi havayı emiyor ve dışarı veriyor. Tıkayıcı tipte uyku apne sendromunda ise gırtlak tıkanmaya başladığı için hasta horluyor. Öyle bir noktaya geliyor ki, gırtlak tamamen tıkanıyor ve göğüs kafesi daha çok açılarak havayı emmeye çalışıyor. Bunu başarırsa gırtlak açılıyor. Ancak kişi 10 saniyeden daha uzun süre nefes alamıyorsa apne olarak tanımlanıyor. Uyku apne sendromunda ise bu durum gece boyu defalarca tekrarlıyor.
Belirtiler
Uyku apnesi olan kişiler genellikle, sabah yataktan çok zor kalkmaktan, gün içi uykululuk halinden, gece baş, boyun ve göğüs bölgesinin terlemesinden, gece tuvalete kalkmaktan yakınıyorlar. Bu kişilerin uykusunu gözleyenler, hastanın horladığından ve zaman zaman da nefesinin durduğundan söz ediyorlar. Hastaların sıklıkla gastroözafagial reflüsü oluyor; ayrıca şişmanlık, insülin direnci ya da diyabet, hipertansiyon, iskemik kalp hastalıkları, ritim bozukluklarından bir ya da birkaçı da bu hastalarda bulunabiliyor.
Tanısı nasıl konuyor?
Tanı için kişiler uyku laboratuvarında polisomnografi testine tabi tutuluyor. Bu testle beyin dalgaları, göz hareketleri, horlama, nefes alma çabası, oksijen miktarı, kalp atışları, bacak hareketleri, yatış pozisyonu video monitorizasyonu bilgisayara kaydediliyor. Bu kayıtlardan uyku evreleri, solunum olayları, bacak hareketleri, uluslararası kriterlere göre skorlanıyor. Kimi zaman hastaların sadece sırtüstü yatarken sorunu olduğunu görüyoruz. Bu durumlarda hastayı uykusu bozulunca yan yatar halde tutacak aparatlar kullanıyoruz. Çoğu zaman kişinin zayıflaması da tedavi için önemli bir adım.
Tedavi yöntemleri neler?
Temel tedavi CPAP (Continious Positive Airway Pressure) denilen ve devamlı hava üfleyen cihazlarla oluyor. Cihaz odadan havayı alıyor, hortum ve maske yardımıyla kişiye veriyor. Kişiye göre belirlenen basınçta hava üfleyerek gırtlağın açık kalmasını sağlıyor. Hastalar ilk günden itibaren kaliteli bir uykunun sonuçlarını görüyor. Bu cihazı düzgün kullananların tansiyon, kan şekeri, obezite gibi problemlerinin de kontrol altına alındığı gözleniyor. Bazen de kulak burun boğaz, genel cerrahi, ortodonti gibi branşlardan yardım almak gerekiyor.
Ölüm tehlikesi
Uyku apnesi sendorumunun tanısı ve tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım önem taşıyor. Nöroloji, göğüs hastalıkları ve kulak burun boğaz uzmanları birlikte çalışıyor. Çünkü hastalık horlama, terleme, yorgunluk ve konsantrasyon bozukluğu gibi farklı belirtilerle ortaya çıkabiliyor. Erişkinlerde horlama oranı yüzde 30’a kadar çıkıyor. Ancak her horlayan da uyku apnesi sendromuna yakalanmış olmuyor. Horlamaların yüzde 1-5 arası, apne sendromundan kaynaklanıyor.
Uyku apnesi sendromunun hayatı tehdit eden bir hastalıkdır. Solunum durmasının uykuda kalp krizi nedeniyle ölüme kadar götürebiliyor. Solunumun 10 saniyeden daha uzun süre durması halinde ‘apne’ tanımını alıyor. Apnenin sayısı da önem taşıyor. Buna apne indeksi deniyor. Eğer solunum durması beşten az oluyorsa, bu bir sorun değil; 15 ila 30 kez solunum durması hafif uyku apne sendromunu gösteriyor, ancak 30’dan fazlası hastalığın şiddetli olduğunun işareti oluyor. Uyku apne sendromunun daha çok şişman, geniş boyunlu, alkol ve uyuşturucu alan kişiler ile kalp yetmezliği olanlarda görüldüğünü söylüyor. Bu nedenle doktora başvuran kişilerin şikayetleri ayrıntılı olarak dinlenip uyku testi yapılmasının ardından tedavi planlanıyor.